Since long years our guiding philosophy has maintained that the greater the number of people living in a situation of mental and physical wellbeing, the greater the world will be. For this reason, our mission is to inspire more and more people to undertake physical activity and adopt a healthy lifestyle.
Benefits for employees:
Feel good, work better.
The workplace is an important location for successful prevention strategies because employees today spend a growing amount of time at work and employers can influence behavior by creating a supportive environment and leveraging existing infrastructure to offer low-cost but effective interventions.
It has been shown that people who are fit are better able to interact and deal with stress as well as being healthier than those with a sedentary lifestyle.
Benefits for companies:
Improve your return on investment.
More and more companies all over the world are implementing a Revitalization Health Programme to improve the workplace and contribute to enhancing employees’ lifestyles as well as their productivity. Unhealthy employees cause both direct and indirect costs to their employers, the highest being presenteeism – the cost of employees who are on the job but not fully functioning because of illness – so investing in their health makes sound business sense.
+90 531 525 77 47 my Whatsap and viber number
You can also follow me through instagram Luminy Life
Hedefimiz kurumsal şirket yöneticilerine ve çalışanlarına, daha az maliyetle, daha üretken olmaları için hizmet sağlıklı yaşam vermektir.
Bu kapsamda 2 önemli konuyu baz aldık.
Sağlıklı çalışanlar, kronik olarak hasta ve rahatsız çalışanlara göre daha üretici, yaratıcı ve işlerine daha konsantredir.
Hastalık, rahatsızlık ve sakatlanmalardan, onlar gerçekleşmeden wellness programları ile sakınmak mümkündür ve bu maliyet acısından şirketler açısından daha az masraflıdır, çalışanlar açısından da daha sağlıklıdır.
Bunları gerçekleştirmek için, kurumsal şirketlere wellness stratejileri ve programları belirlemekteyiz.
2018 yılı içinde başta İzmir olmak üzere, tüm Türkiye ve daha sonra da dünyada, bu alanda çalışmalar yaparak , çalıştığımız kurumsal şirketlerin gelişimi, karlılığı ve motivasyonu için onlara wellness hizmetini kendi bünyelerine uyarlayarak onların ilerleyişini, işleyen ilişkiler kurarak takip etme dileğindeyiz.
Türkiye’deki şirketlerde spor ve wellness kültürünün hala tam olarak yerleşmediğini, yanlış veya eksik kullanıldığını görüyoruz.
Bunun bir nedeni de, şirketlerin çalışan sigortaları ile çalışanlarını her ne kadar destekliyor olsalar da, hastalık veya sakatlık durumlarının sağlık sigortası gibi önlemlerle, oluştuktan sonra değil, oluşmadan önce engellenmesi gerekliliğidir.
Şirketlere özel sunduğumuz wellness, sağlık ve spor programları sayesinde, çalışanların ve yöneticilerin wellness kültürünü benimsemesi ve bu kültürü bir yaşam tarzı haline getirmeleri ve hayatlarının içine almaları için hizmetler sunmaktayız.
Bu sistem şirketlerin sağlık harcamalarını düşürürken, aynı zamanda da çalışanların üretkenliğini arttırmaktadır. Medikal sigorta poliçe primlerinin düşmesi, çalışanların işyeri devamsızlıklarının azalması, iş yerine geç kalmaların ortadan kalkması, stresin azaltılması, duygu ve öfke kontrolünün sağlanması, sağlıksız çalışanların işyerine gelerek diğer çalışanların motivasyonunu düşürmesinin ve onları hasta etmesinin engellenmesi, çalışanların şirket imkanlarını yetersiz bulması sonucu sürekli değişmesinin engellenmesi, şirket çalışanlarının tazminat taleplerinin wellness programları sayesinde azaltılması ve buna benzer faydalar ile şirket sağlık harcamaları büyük oranda azalmaktadır.
Biz insanlar, insan olduğumuz için böbürlenir, etrafımızdaki kaynakları sonuna kadar tüketir ve sürekli daha fazlasını isteriz. Bizler mükemmel varlıklar değiliz. Bizler sadece düşünebilen hayvan ve bitkileriz. Bizler anne karnında 6 haftalık iken, dna yapımızın %97.5 i maymun, %75 i köpek, %50 si tatar böceği ve % 33 ü nilüfer çiçeği ile aynı yapıya sahiptir. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu oranlar kendi içlerinde toplandığında yaklaşık %99u bulmaktadır. Anne karnındaki 7. Haftanın gelmesiyle anneden gelen 1 kromozom ile insan formuna dönüşüyoruz ve aslında doğanın ta kendisi iken %1 lik kısmımızla insan olduğumuz için kibirle övünüyoruz.
Aslına bakarsak etrafımızdaki her şeyin en küçük yapı taşına baktığımızda, hepsinin aynı maddeden, aynı şeyden yapıldığını görüyoruz. Yani hepimiz bir, hepimiz tekiz. Peki ya böyleyken neden sürekli çevremizle ve kendimizle sorunlar yaşıyoruz?
Etrafımızda aslında bir çok şey oluyor ve bu olup biten şeyler içinde bizler sadece çok küçük bir kısmı algılayabiliyoruz. Bunun nedeni ise, dünyayı az gelişmiş, hatta hiç gelişmemiş algılarımız ve vücut sistemimiz ile anlayamıyor olmamızdır.
Bizler her şey çok iyi algılayamıyoruz çünkü görmeyi bilmiyoruz. Gözler gerçekten olup biteni göremez. Gözler gördüğünü sanır fakat bu büyük bir yanılgı, büyük bir illüzyondur. Gözler eğer gerçekten görüp olup biteni algılayabilseydi, biz Güneşin hareketlerini, gün doğumu ve gün batımlarını izlerken Güneş’in aslında hareket etmediğini anlamalıydık. Güneş hareket etmiyor. Dünya Güneş’in etrafında dönüyor. Oysa biz gelişmemiş algılarımızla güneşin hareket ettiğini sanıyoruz.
Dünya kendi etrafında dönüyor, bizler dünyanın üzerindeyiz fakat bu dönüşü niçin hissedemiyoruz? Bir karıncanın ayak seslerini duyabiliyor muyuz?
Peki ya bu şartlar altında, algılarımıza, 5 duyumuza nasıl güvenebiliriz? Peki ne yapacağız? Algılarımıza ve zihnimize güvenemiyorsak, başka bir yol bulmalıyız. Önce güvenemediklerimizi kapatalım. Zihnimizi susturalım. Peki bunu nasıl yapacağız? Elbette meditasyon ile. Zihnimizi beynimizi meditasyon ile susturmalıyız. Eğer onu susturmazsak, ahamkar (ego) konuşmaya başlar ve bu hiç de iyi olmaz. Bize gerçek olmayan şeyler söyler. Yaşama enerjimizi emer. Azıyla değil, her zaman daha fazlasını dilememizi ve dolayısıyla yaşamdan hiçbir zaman tatmin olamamamızı sağlar.
Ego konuşmaya başladığında o küçücük beynimizle her şeyi eleştirmeye başlarız, her şeyi yargılamaya başlarız. Bazen mutlu, bazen, üzgün, bazen ise kayıp oluruz. Duygusal türbülansların yaşamımızı mahvetmesi gerekmez. Buna engel olabiliriz.
Bunu nefes egzersizleri, meditasyon ve pranayama (yaşama gücü enerjisini yayma) çalışmaları ile yapabiliriz. Zihnimizi susturup, bu hayattaki yeni bir duyu, his, algı geliştirip en iyi versiyonumuza ulaşmaya çalışabiliriz.
Evet meditasyon, yoga ve pranayama çalışmaları ile 6. bir duyu inşa edip, var oluşumuzun, varlığımızın nedenini algılayıp, hayat boyu daha iyi seçimler yapabiliriz.
Çok yakında ayurveda ile ilgili eğitim ve yoga kamplarımız başlayacak. Vücut tipinize göre beslenme, rahatsızlıklarınızın ilaçsız ve bitkisel tedavisi, kendi kendimizin doktoru olmak için yepyeni bir eğitim planlıyoruz.
Derslerimize, yoga tatillerimize, eğitim ve kamplara katılmak, bilgi almak için hemen arayın 0531 525 77 47
Biz muhteşem bir haftasonu geçirdik ve yeni haftaya arınmış ve dinlenmiş olarak başlıyoruz. Ya siz? Umarız sizin haftasonunuz da güzel geçmiştir.
11, 12, 13 Ekim 2019 haftasonu Dalyan, Ortaca, Muğla’da bir
yoga kampı gerçekleştirdik. Nehir kıyısında sürekli karetta karettaları görme imkanımız olan şirin bungalov otelimizde konaklarken. Dalyan Bungalow otel sahibi Melih bey bize her konuda yardımcı oldu.
Sabah 8.00 da uyanıp pranayama çalışmaları ile güne başladık.
Pranayama nefes ile evrendeki yaşama enerjisini vücudumuza alıp yayma çalışmasıdır. Pranayama çalışması ardından, ayakta nefes hareketleri ile devam ettik. Güneşi selamlama serisi ile iyice ısındıktan sonra asanalarımızı tamamlayıp derin gevşemeye geçtik. Kamp süresince sabah ve akşam günde 2 kere yoga yaptık.
Vücudumuza, ruhumuza ve zihnimize çok iyi gelen bu
çalışmanın ardından otelimizin bize özel olarak hazırladığı serpme kahvaltıyı afiyetle yedik.
Akşam yemekleri de muhteşemdi. Otel sahibimizin elleriyle hazırladığı tüm mezelerden tatma imkanımız oldu. Yoga dersleri sonrasında bize yeşil çay ikram ettiler.
Ertesi gün sadece grubumuza özel tekne turu ile iztuzu plajını ziyaret ettik. Ekim ayı olmasına rağmen hava çok güzeldi. Tüm kamp misafirleri güneşin ve denizin tadını çıkardı. Kumsaldaki karetta karettaların ayak izlerini takip ettik. Yumurtlama alanlarını inceledik. Şirin yengeçlerin kumlarda gezinmesini izledik.
İztuzu plajından sonra termal bir tesiste çamur banyolarına gittik. Burada vücudumuz için şifalı çamurları tüm vücudumuza sürdük ve kurumalarını bekledik. Sıcacık termal sularda tüm haftanın yorgunluğunu üzerimizden attık.
Dönüşte akşam yogamız ve akşam yemeğimizi yedikten sonra şehir merkezinde gezintiye çıktık ve Dalyan’dan küçük hatıralar aldık.
Ertesi gün yine tekne ile nehrin diğer kıyısına geçip Kaunos Antik kentini ziyater ettik.
Eskiden burası bir liman kentiymiş fakar denizin alüvyonlarla dolmasıyla bu özelliğini zamanla yitirmiş. Bazilika, hamam ve agoraları dolaşıp 300 yıllık mozaikleri inceledik. Antik kent aynı zamanda UNESCO geçidi dünya listesinde yer alıyor. Antik kentin etrafı da Kral mezarlarıyla çevrili idi. Bu muhteşem tarihi gezi sonunda yine otelimize döndük ve akşam yogamızı yaptık.
Kamp sonunda izmire dönerken yol üzerinde yuvarlak çayda biraz daha doğanın tadını çıkararak içeceklerimizi yudumladık ve o meşhur salıncaklarda sallandık.
Bir sonraki kampımızda sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Sağlık ve huzurla kalın.
Şehir içinde yoga, pilates ve fitness derslerimize katılmak isterseniz Instagram ve telefon ile bize ulaşabilirsiniz
Çok heyecanlıyız! Dalyan yoga kampımıza son 3 gün kaldı! İşte size şehirden uzaklaşıp kafanızı boşaltmak için harika bir fırsat. Dalyanın tarihi ve doğal dokusunu tam anlamıyla hissedip yaşayacağınız, kalabalıklardan uzak, sakin ve huzurlu bir tatil geçireceğimiz kampımız boyunca, nehir kenarındaki konforlu bungalovlarımızda konaklayacağuz. Sabah doğa içinde uyanıp yogamızı yaptıktan sonra, arındırıcı çay ve içeceklerimizi içtikten sonra organik serpme kahvaltımızı yapacağız.
Her seviyeden yoga ve pranayama (nefes ile yaşama enerjisini yayma çalışmaları) sevenler için hazırladığımız kamp boyunca, ashtanga yoga ve yin yoga uygulamaları yapcağız. Sağlığınız ve vücudunuz için son derece yararlı, arındırıcı ve iyileştirici etkileri olan çalışmalar yapacak, çakra temizliği yapacağız.
Tatil boyunca bol bol yoga, pranayama, nefes dersleri, yoga felsefesi sohbetlerine
katılıp, tarihi ve doğal yerleri gezme fırsatınız olacak tüm bunların yanında sadece grubumuza özel vip tekne turu ve tekne turumuzda yemek de fiyatlarımıza dahildir.
Gezeceğimiz yerler arasında İztuzu plajı, karetta karetta ve mavi yengeç tekne turu, çamur banyoları,
Kral Mezarları, Kaunos Antik Kenti, buradaki tiyatro, hamam, agora, liman, dükkanlar, çeşmeler ve caddeler bulunmakta.
Çok az sayıda yer kaldığından siz de kamp hakkında bilgi almak, rezervasyon yaptırmak isterseniz hemen bizimle iletişime geçin.
Dalyan yoga ve arınma tatilimizin programı belli oldu. Sizler de şehir hayatına ve yoğun iş temposuna 3 günlük bir ara vermek, her gün yoga ve nefes çalışmaları ile ruhunuzu beslemek, zihninizi sakinleştirmek ve bedeninizi tazelemek, kamp boyunca Dalyan’ın doğal ve tarihi yerlerinde huzur bulmak, vip tekne gezimize katılmak istiyorsanız hemen yerinizi ayırtın.
Sınırlı sayıda kontenjanımızın olduğu Dalyan yoga kampımız 11 Ekim
2019 tarihinde başlıyor. İlk gün nehir kıyısındaki bungalowlarımıza yerleşip doğal ortamın tadını çıkarıyoruz. Akşam üstü pranayama ve yoga dersimizin ardından otel sahibimizin özenle hazırladığı detox içeceklerimizi içiyoruz ve yine otel sahibimizin elleriyle hazırladığı meze ve yemeklerden tadıyor, yoga ve Samkya felsefesine giriş yapıyoruz.
İkinci gün sabah yine yoga, ve yaşama enerjisini yayma, nefes çalışmalarımızın ardından otelimizde organik kahvaltımızı yapıp özel araçlarla sadece bize özel yapılan Dalyan tekne turumuza başlıyoruz.
Tekne turunda İztuzu plajını ve çamur banyolarını ziyaret ediyoruz. Teknemizde bize özel hazırlanan leziz yemekleri yiyip turumuza devam ediyoruz. Binlerce yıldır görkemini koruyan Kaya mezarları da denen Kral Mezarları Dalyan’ın batısında kalan yamaçlarda yer alır. Eski inanışlara göre mezarlar ne kadar yükekte olursa Tanrı’ya o kadar yakın olurmuş ve bu nedenle kayalara kazınırmış. Çok yüksek dağlarda kayalara kazınarak yapılmış bu mezarları binlerce yıl önce hangi teknikler kullanarak oydukları, nasıl yaptıkları hala anlaşılamamaktadır. İşin en enteresan yanı ise sadece mezar odasının oyulmaması, mezar odasının dışındaki dağ oyularak mezarın dağdan ayrılıp bir oda haline gelmesi ve mezarın etrafında dönülebiliyor olmasıdır.
Otele döndüğümüzde dileyen misafirlerimizle günün yorgunluğunu
yoga ve meditasyon dersimiz ile atıyoruz. Akşam yemeğini yine otelimizde yiyiyor ve serbest zaman geçiriyoruz.
Yoga kampımızın 3. gününde güne, Güneş’i selamlayarak başlıyoruz. Yoga ve pranayama dersimizin ardından arındırıcı, canlandırıcı çaylarımızı içip kahvaltıya geçiyoruz.
Daha sonra dileyen misafirlerimizle Kaunos Antik Kentini ziyaret ediyoruz. Kaunos Antik Kenti 1966 yılından bu yana sürdürülen antik kazılar sonucu tiyatro, hamam, agora, liman, dükkanlar, çeşmeler ve caddeler ile kent gün yüzüne çıkarılmıştır.
Kaunos Antik Kenti ziyaretimiz sonrası otelimize dünüş ve serbest zaman ile tatilimizi sonlandırıyoruz. Dileyen misafirlerimiz günün yorgunluğunu restoratif yoga dersimiz ile atabilir.
Yoga tatili programı misafirlerin, eğitmenin durumu, otel ve hava şartlarına göre değişebilir.
Huzur ve sağlıkla kalın. Mutlu haftalar.
Ayrıntılı bilgi için Whats up hattımız: 0531 525 77 47
Çok yakında, Alsancak Kıbrıs Şehitlerinde, zihinsel, fiziksel ve ruhsal bütünlüğü sağlama amaçlı kapsamlı bir merkez açıyoruz.
Uzun yılların verdiği yurt içi ve yurt dışı deneyimlerimizle, günlük yaşamı kolaylaştırmak, iş ve okul stresini azaltmak, zindelik ve sağlık, bağışıklık sistemini güçlendirmek, duruş bozukluklarını gidermek, kilo vermek veya vücut şekillendirmek gibi bir çok konuda sizlere yardımcı olmak için yanınızdayız.
Kuruculuğunu bir çok ünlü ve tanınmış isme (Arda Turan, Ali Sabancı, Fatoş Sarıgül, vb) dersler veren Canan Yıldırım’ın gerçekleştirdiği bu merkezde neler mi var?
Bu merkezde günün yorgunluğunu ve stresini atacak, sağlıklı yaşam hakkında önemli bilgilere
ulaşacaksınız. Yoga, pranayama (nefes ve enerji çalışmaları), meditasyon, gevşeme teknikleri, reformer, pilates, fonksiyonel antrenmanlar, kilo kontrolü programları, işyeri egzersiz programları, sağlıklı beslenme, özel ve grup dersleri, yoga, sağlık spor kampları, yoga, sanat ve sağlıkla ilgili kamplar, duruş bozukluklarına yönelik antrenman programları, sporcu yetiştirm ve destek programları, incinme ve sakatlanma önleyici egzersiz programları, stretching ve dahası bulunmakta.
Siz de bize katılmak, ayrıntılı bilgi almak isterseniz hemen arayın.
Bugün hangi egzersiz tipinin kendimize ve hedeflerimize daha uygun olacağı konusunda konuşacağız. Kardiyo egzersizleri mi? Yoga mı? Pilates mi? Vücut geliştirme mi? Bu egzersiz tipleri çoğalabilir. Kendimize en uygun egzersiz tipini seçmek için öncelikle vücut tipimizi, kendimizi iyi tanımalıyız.
Apollon’a adanmış Delf mabedinde yazılı olan, büyük bilge Pythagoras’ın sözünde de belirttiği gibi; “kendini bil”. Evet herhangi bir spor dalına yönelmeden önce mutlaka kendimizi çok iyi tanımalı, limitlerimizi, güçlü ve geliştirilmesi gereken yanlarımızı bilmeliyiz. Vücut tipinize, postür analizinize, kalp ve damar sistemi, solunum sistemi ve tüm vücut sistemlerinize göre vücut, anatomi ve egzersiz bilimi ve sistemleri hakkında yeterli bilgiye sahip değilseniz bu kararı profesyonel bir eğitmene ve bir doktora danışarak alabilirsiniz.
Kilo vermek ve vücut şekillendirmek; beslenme, egzersiz ile yağ yakmak; sıkılaşmak ve su dengesini sağlamak ile
ilgilidir. Yağ yakmaya ise belli bir nabız değerini aştıktan sonra başlarız. Buna öncelikle yağ yakmaya başladığınız minimum nabızı bulmakla başlayabilirsiniz. Minimum yağ yakım nabzınızı ise şu şekilde bulabilirsiniz:
220-yaşınız-dinlenik nabzınız= minimum yağ yakımı için atması gereken kalp atım sayısı yani nabız. (dinlenik nabız: sabah uyandığınızda yatağınızda otururken kalbinizin 1 dakikada kaç kere attığı ) Dinlenik nabzınızı eczanelerde veya elinizde varsa nabız ölçen aletlerle de yapabilirsiniz. Yani yağ yakabilmeniz için bulduğunuz bu sonucun üzerine çıkmalısınız. Örneğin 40 yaşında ve dinleni nabzı 70 olan bir kişinin minimum yağ yakım seviyesi; 220-40-70= 110 dur. Yani yağ yakmak için nabzın 110 un üzerine çıkması gerekir.
Yoganın kilo vermeye ve vücut şekillendirmeye pilates kadar etkili olmadığı söylense de, burada genelde atlanan konu şu ki her ne kadar yoga yaparken nabzımız pilatesteki kadar yükselmese de, pilates sonrasında yogada hiç olmadığı kadar acıkırsınız. Bunun nedeni ise nabzın, kalp atışların ve kardiovasküler hareketlerin artmasıyla vücudunuzda şekerin düşmesi ve açlık hissinin çoğalmasıdır. Acıkmamızın bir diğer nedeni de yaşam enerjimizin düşmesidir. Yaşam enerjimizi besinlerden, düzenli uykudan, doğadan, güneş
ve aydan, iyi düşüncelerden, toprak ve sudan, vücuda iyi gelen egzersizlerden alırız.
Yoga ve pranayama çalışmaları boyunca aynı zamanda enerjisel olarak da vücudumuzu beslediğimiz için düzenli yoga yapmanın sonucunda ileriki günlerde daha az açlık hissettiğimizi farkederiz. Zaten vücudu aşırı yorup, aşırı yemek yemek bedenimizi tahrip eder, boş yere yorar ve dolayısıyla yaşlandırır. Yanlış yapılan her egzersiz vücuda zarar verir. Her gün düzenli olarak yoga yapar, öğün sayılarımızı azaltır ve öğün aralarında çiğneme yapacak besinler tüketmezsek, sağlıklı bir şekilde kilo verebiliriz.
Bunu biraz daha ayrıntılı olarak açıklayalım. Bize hep günde 3 ana öğün ve aralarda da birşeyler yememiz gerektiği söylenir. Oysa ki yeterli miktarda karbonhidrat, protein, vitamin, mineral ve su alırsak ve bu dengeyi sağlarsak günde 1 öğün bile yeterlidir. Günümüzde tarım ilaçları vb besin değerlerini düşürücü şeyleri göz önüne aldığımızda, siz öğün sayılarınızı 2 ye düşürerek başlayabilirsiniz. Tabi bu öğünlerde tüm gün ihtiyacınız olan besinleri aldığınızı var sayıyorum.
Bir diğer konu ise çiğneme. Siz çiğneme yaptığınızda, çeşitli salgılar salgılanır ve sindirim sisteminiz çalışmaya başlar bu da sizi
acıktırır. Yedikçe yiyesiniz gelir. Sakız bile çiğniyor olsanız bu sizi acıktıracaktır. Öğünleri sık olanlar şimdi olur mu öyle şey diyor olabilirler. Benim hocam 5 öğün ye dedi ve süper oldum. Fakat siz kendi bedeninizi kendiniz tanımalısınız ve hiç kimsenin söylediği şeyi kendiniz de deneyimlemeden inanmamalısınız. O halde bunu da kendiniz deneyin ve görün. (Tabi burda şeker, kalp, tansiyon, tiroit vb rahatsızlıklarınızın olmadığını ve yoga gibi nabzı çok yükseltmeyecek olan egzersizler yapıldığını varsayıyorum. Herhangi bir rahatsızlığınız varsa bir diyetisyene veya doktora danışın.) Yanlızca sabah 08.00-11.00 arasında ve akşam 16.00 19.00 saatleri arasında yemekleri yavaş yavaş yiyeceğiniz 2 öğün belirleyin ve bu öğün saatleri arasında kuruyemiş dahi olsa çiğneme yapmanıza neden olacak hiç bir şey yemeyin. Çorba ve yoğurt dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz. Kahve, alkol ve sigaradan bu dönemde uzak kalmakta fayda var çünkü bunlar rajasik gunalar yani vücut dengesini bozucu şeyler.
Fitness konusuna gelecek olursak, profesyonel olmayan ellerde yaptığınız, özellikle ağırlık, vücut geliştirme çalışmaları başta olmak üzere, crossfit, calisthenics, tabata egzersizleri, hiit antrenmanları, benzeri egzersizler, yaşam boyu size çok büyük güçlükler çektirecek, fıtık, diz, bel, boyun ve eklem rahatsızlıkları, solunum yollarında bozulmalar, kas ağrıları ve rahatsızlıkları gibi uzayıp giden rahatsızlıklara neden olacaktır. Bu nedene kesinlikle anatomi ve egzersiz bilimleri hakkında geniş bilgiye sahip deneyimli kişilerle çalışmalısınız kim ne derse desin siz eklem yerlerinizde, kas ağrısı dısında, bel, sırt ve boynunuzda ağrı hissediyorsanız, hareketi bırakmalı veya başka şekilde yapmalısınız.
Aslında yoga ve pilates egzersizleri birbirine benzer. Zaten pilates hareketleri de 7000 yıllık ilim olan yogadan çıkmıştır. Her ne kadar pilatesin de yoganın da birçok çeşidi olsa da, matwork pilateste yani yerde yapılan pilates hareketlerinde hareketler genelde daha hızlı ve tempoludur.
Pilates yapmaya başlamadan önce en az 15 dakika aktif olarak mutlaka ısınmalısınız (jogging, zumba vs gibi ısınma egzersizleri kullanılabilir). Yogada ise güneşi selamlama gibi bir dizi hareketten oluşan asana serileri ile ısınırız. Ayrıca kapalabhati gibi temizlik ve pranayama çalışmaları, vücudu canlandırır, ısıtır.
Yoga ve pilates hareketlerinde kaslarınızı hem güçlendirir hem esnetirsiniz. Fitness egzersizlerinde ise genelde sıkılaşma, güçlenme ve kas şekillendirmesi söz konusudur. Yogada hareketler birbirini tamamlayıcıdır. Örneğin gövde fleksiyonu yaptıysanız (yani öne, aşşağı doğru eğilmek), ondan sonra bunun tam tersi olan gövde ekstansiyonu (arkaya doğru gövdeyi açmak, esnetmek, germek, göğsü, beli ve kolları yukarı geri açmak) da yaparak dengeyi sağlarsınız. Fakat fitnessda genelde kas kitlesini arttırmaya çalışıldığı için profesyonel olarak çalışılmadığında duruş bozuklukları oluşabilir. (yanlış ve fazla dead lift uygulamaları nedeniyle oluşabilecek olan kifoz yani kamburluk gibi)
Kilo vermek için her ne kadar insanlar pilatesi veya kardiyo egzersizlerini tavsiye ediyor olsa da. Kilo vermeyi asıl yemek yeme düzenimiz ve sistemimiz ile sağlarız. Yaptığımız yoga, pilates veya fitness egzersizleri ise, kilo verirken sarkmamamız ve daha sıkı bir vücuda sahip olmamız içindir. Elbette ki yağlarımızı da egzersizler yardımıyla yakarız ama sizce de o yağları oluşturmadan sıkılaşmaya ve şekillendirmeye başlamak daha iyi ve kolay değil mi?
Bunların yanı sıra vücut geliştirme ve ağırlık egzersizlerinde, eklem aralıklarına çok dikkat edilmelidir. Örneğin dead lift yaparken dizleriniz ayak parmak uçlarınızı geçmemeli, gereğinden fazla yük kaldırılmamalı, aksi taktirde diz ekleminde, belde çeşitli rahatsızlıklar olabilir. Yük ve ağırlık oranları da her kişiye göre farklı olarak belirlenmeli, maksimal ağırlık ölçümü yapmalı, kişiye kaldırabileceğinden fazla ağırlıklar kaldırması konusunda motivasyonlarda bulunmamalıyız. (gaz vermemeliyiz) Merak etmeyin düzenli olarak, profesyonel kişilerle egzersizlerinize devam ettiğinizde zaten gelişeceksiniz. Aceleye gerek yok. Vücudunuza zaman tanıyın.
Beslenmenize de en az egzersizlere verdiğiniz önem kadar dikkat etmelisiniz. Aksi taktirde bütün çabalarınız boşa gider, kaş yapayım derken göz çıkarırsınız. L karnitin, proteim tozu, steroid ve buna benzer tüm doğal olmayan ürünlere de karşı olduğumu söylemek durumundayım. Protein, karbonhidrat, vitamin, mineral ve su dengesini sağladığınızda, doğru egzersizleri, doğru dinlenme sürelerini uyguladığınızda ve bunları düzenli uyku saatleri ile birleştirdiğinizde, sağlıklı, fit ve mutlu kalırsınız. (Gece 23.00 ile 03.00 saatleri arasında, zifiri karanlıkta uyuyor olmalısınız. Vücut iyileşme, yenilenme süreçlerinde bazı hormonları bu saatler arasında ve karanlıkta salgılar )
Bu günlük de bu kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler diliyoruz.
Diğer stüdyomuz Göktürk Luminy Life’da Canan Yıldırım ile yoga, nefes, pranayama, pilates, reformer, bosu balance denge dans, trambolin, business wellness coaching, kurumsal koçluk, işyeri ve ofis egzersiz programları, işyeri motivasyon ve verimliliği arttırıcı dersler, doğa aktivite derslerimiz başladı.
Şehrin gürültüsünden uzakta, kendini yenileyen ve bambaşka bir hal alan ,
Luminy ailesi ile, artık üyeleriyle buluşmaya hazır. Yakın zamanda açılış ile birlikte, doğada trekking ve yoga aktiviteleri, zumba, dans ve spinning geceleri gibi aktivitelerle, üyelerin birbirleriyle kaynaşmaları ve eğitmenleri daha yakından tanımaları sağlanacak. Duruş bozuklukları, kilo problemleri, vücut şekillendirme, sırt, bel, boyu, eklem ağrıları için egzersiz planlaması, yarışma hazırlıkları, sporcu yetiştirme ve bunun gibi bir çok alana yönelik çalışmalarımız, İstanbul, Göktürk’te devam edecek.
Bunların yanı sıra eşli egzersiz programları, birebir antrenmanlar (personal training), spor koçluğu, yaşam ve eğitim koçluğu, ofis ve şirketler için iş yerinde, evde veya her yerde egzersiz programları gibi hizmetlere de daha yoğunluklu olarak yer verirken, aynı zamanda artık fizyoterapistler, doktorlar, beslenme uzmanları, master trainerlar ve daha bir çok alanda uzmanları da bünyemiz içine almış bulunmaktayız.
Wellness, fitness ve sağlığa dair her şeyi bir arada bulabileceğiniz şehrin gürültüsünden, kirliliğinden ve kalabalıklığından uzakta, kendinizle baş başa kalabileceğiniz bir merkez artık Eyüp Göktürk’te.
Merkezdeki ve doğadaki aktivitelerin yanı sıra, yaz kış sağlık ve spor kamplarımız da devam edecek. Yoga ve sanat, pilates, trekking ve doğa keşif aile wellness, ofis wellness, business wellness gibi kamplarımız şehrin gürültüsünden ve yoğunluğundan uzaklaşmak isteyenler için bir haftasonu kaçamağı şeklinde veya 4 günlük, haftalık, 10 günlük
gibi çeşitli seçenekler sunmakta. Butik kamplarımız ile ilgili ayrıntılı bilgiye Luminy sayfasından alaçatı kampları, veya google aramalarında Luminy karadeniz kampları, Luminy Marmaris kampları gibi anahtar kelimeler kullanarak ulaşabilirsiniz. Bazı kamplarımız özel grupların isteği üzerine 5 kişi ve altı da gerçekleşebilmektedir. Bunun yanı sıra kalabalık gruplar için de birden fazla eğitmen ile gerçekleştirdiğimiz doğa, sağlık, rahatlama, iyileşme, motivasyon, yenilenme gibi kamplarımız gerçekleşmektedir.
Dilerseniz beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı birlikte konuşarak, kamp programınınızı, eğitmenleri ve gidilecek yerleri, birlikte belirleyerek de hazırlayabiliriz. Özgür, spontan ve bilinçli farkındalık ile şu an attığınız adımlar gelecekte size iyi bir yaşam, iyi bir çevre olarak geri dönecektir.
Sağlıklı bir yaşam için şimdi ilk adımı atın. Luminy Yaşam Koçluğu ve Sağlık Merkezi ile tanışın. Randevu almak için hemen arayınız. 0 531 525 77 47
Kasım ve aralık ayında da sağlık ve spor adına olan çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. 2019 a veda etmeye çok yaklaştığımız şu günlerde, yeni yılda sizlerle İzmir Alsancak ve İstanbul, Göktürk’te Luminy Life stüdyosunda yeniden bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz. Yeni yıl yaklaşırken, geçmiş senenin tüm yorgunluklarını ve yaşanmışlıklarını bir yana bırakıp, siz de kendiniz ve sevdikleriniz için iyi bir şey yapın ve kendinizi, Luminy Yaşamın sağlık dolu kollarına bırakın.
Göktürk Luminy Life’da Canan Yıldırım ile incelme, sıkılaşma, kilo kontrolü, duruş bozukluklarına, eklem rahatsızlıkları, sırt, bel, boyun ve diz ağrılarına yönelik antrenman programları, egzersizler, yoga, pilates, reformer ve nefes dersleri başladı. Stüdyo derslerinin yanı sıra hava koşulları müsade ettiği taktire doğada da devam eden
derslerimiz ile daha çok yaşama enerjisi ile dolacak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek hastalıklarla mücadele konusunda daha da güçlenecek, fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan en iyi versiyonunuza ulaşacaksınız.
Antrenman programlarınız yazılmadan önce, sağlık bilgileriniz alınacak, postür analiziniz yapılacak ve hedefleriniz doğrultusunda size en uygun olacak olan egzersiz planlamasını spor koçunuz ile yapma şansına sahip olacaksınız. Daha sonra düzenli olarak yaptığınız antrenmanlarınız ve sağlık programlarınız ile bu dünyadaki sizin için en değerli yer olan bedeninizde daha huzurlu, rahat, mutlu, fit ve dinç olacaksınız.
Dilerseniz grup derslerine katılın, dilerseniz bire bir, özel olarak alacağınız personal training derslerine veya eşli egzersiz programına eşiniz, erkek veya kız arkadaşınız, çocuğunuz ile katılın. Herkes için, her seviyede ve haftanın her günü gerçekleşen derslerimiz hakkında bilgi almak için, iletişim bölümündeki telefon numarasından hemen bizi arayın.