Online veya Tayland’ın Koh Samui ve Koh Phangan adasında Nora tarafından yoga, nefes çalışması, meditasyon, eğitimler seramoniler ve atölye çalışmaları ve Amanita Muscaria mikrodoz mantar tedavisi ve koçluğu ile yeniden yaşama dönebilir, hayallerinizden hayata kavuşabilirisiniz.
İç ve dış dünyanızı yeniden şekillendirecek, hayatınıza yeni bir bakış açısı katacak ve hayat amacınıza uygun bir yaşam sürmenizi sağlayacak çeşitli bitkisel tedavi ve seremonilerle buradayım. Tayland’daki hastanelerde bile kullanılan doğal bir tedavi yöntemi olan mikrodoz mantar tedavisi hakkında daha fazla bilgi için bana ulaşabilirsiniz.
Program İçeriği:
Depresyonun Nedenleri ve Nasıl Üstesinden Gelinebilir:
Depresyon çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir, genetik yatkınlık, yaşam olayları ve beyindeki kimyasal dengesizlikler gibi. Depresyonla etkili bir şekilde mücadele etmek için şunlar önemlidir:
• Duygularınızı yönlendirin: Bir yolcunun başlangıç noktasını ve varış noktasını bilmesi gibi, kendinizi anlamak önemlidir. Siz kimsiniz? Hangi güçlü yönleriniz var? Hangi aktiviteler size mutluluk getirir? Bunları belirleyerek daha mutlu bir yaşama giden bir yol haritası oluşturabilirsiniz.
Sağlık Programına Genel Bakışı:
Şimdi, kapsamlı bir sağlık programının bileşenlerine bir göz atalım:
• Nefes çalışması: Aşırı duyguları nefes çalışmasıyla yönetmek.
• Pranayama: Nefes kontrolü ile yaşam enerji kaynaklarına erişmek.
• Fiziksel Aktivite: Günlük egzersizi rutininize dahil etmek.
• Sağlıklı Beslenmek: Su tüketimini artırmak ve işlenmiş gıdalar, şekerler ile karbonhidratları ve diger zararlı gıdaları azaltma.
• Doğal Yaşam: Kişisel bakım ve temizlik için tamamen doğal ürünlere geçiş yapmak.
• Doğada Zaman Geçirmek: Doğal dünyayla tekrar bağlantı kurmak.
• Bilinçli Uygulamalar: Pozitif düşünceler ve eylemler geliştirmek.
• Güneş Işığından faydalan ve Meditasyon yap:
Güneş ışığının ve ay ışığının gücünü meditasyon ve egzersizlerle kullanma.
• İyilik Hareketleri: Günlük iyi davranışlarda bulunmak , kendinize ve çevrenize karşı 1 iyi söz bakış veya davranış
• Temizlik: Kişisel hijyen ve çevresel temizliği sürdürmek.
• Konsantrasyon: Konsantrasyon egzersizleri ve meditasyon yapmak.
• Kaliteli Uyku: Dinlendirici bir uyku için uygun bir uyku düzeni oluşturmak.
Programdan Nasıl Faydalanılır:
Programın etkinliğini maksimize etmek için katılımcılar şunları yapabilirler:
• İlerlemeyi ve öz keşfi takip etmek için günlük görevler.
• Pozitif bir zihniyet geliştirmek için minnettarlık günlüğü tutmak.
• Kişisel başarılar ve büyüme üzerine yansıtıcı yazmak.
• Dönüşümü kolaylaştırmak için program öğelerinin tutarlı uygulanması.
Günlük Uygulama İlkeleri:
Süreklilik ve etkinlik sağlamak için katılımcılar şunları yapmalıdır:
• Rahatsız edici unsurlardan uzak, belirlenmiş bir alan ve zaman ayırmak.
• Esneklik ertelemeye yol açabileceğinden tutarlı bir program oluşturmak.
• Mumlar, resimler veya kişisel eşyalar ile uygun bir atmosfer oluşturmak.
• Elektronik cihazlara ve dış uyaranlara maruz kalımı en aza indirgemek.
• Meditasyon ve nefes çalışması sırasında dik bir duruşu korumak.
Öğrenecekleriniz:
Katılımcılar şunları anlayacaklar:
• Depresyonun psikolojik temelleri.
• Düşünce kalıplarının zihinsel refah üzerindeki etkisi.
• Pozitifliği teşvik etmek için düşünceleri yönetmek ve yeniden yönlendirme teknikleri.
• Depresyonu aşma ve bütünsel iyilik hakkındaki kişisel hikayeler.
Zihni Anlamak ve Alternatif Bakış Açıları Geliştirmek:
Farklı bakış açılarını keşfederek katılımcılar şunları yapacaklar:
• Zihnin karmaşıklıklarını ve algılar üzerindeki etkisini takdir etmek.
• Düşüncelerin duyguları, davranışları ve yaşam deneyimlerini nasıl şekillendirdiğini tanımak.
• Gerçeği zihinsel yapıtlardan ayırmak için farkındalık geliştirmek.
• Büyüme ve iyileşmeye uygun yeni hikayeler ve inançlar benimsemek.
Sonuç:
Kapsamlı sağlık programı, depresyonu anlama ve ele alma konusunda bütünsel bir yaklaşım sunar. Çeşitli uygulamaları ve bakış açılarını entegre ederek, katılımcılar zihinsel, fiziksel ve duygusal refahlarına doğru dönüştürücü bir yolculuğa çıkabilirler.
Bu yolculuğa birlikte çıkalım ve daha aydınlık bir yarına doğru yol alalım.
Online programımıza katılmak, inzivalar hakkinda bilgi almak veya daha fazla rehberlik almak isterseniz, bizimle iletişime geçin. Birlikte daha sağlıklı ve mutlu bir yaşama doğru yol alabiliriz. Daha fazla bilgi için iletişimde kalın.
Huzurun ve dengenin peşinden koştuğumuz eşsiz bir yolculuğa, içsel dönüşüme ve bedenin dinginliğine adım atmaya hazır mısınız? Ben Canan Yıldırım, yaşam ve spor koçu olarak sizlere, bu eşsiz deneyimi yaşatmak için buradayım. @luminylife Instagram adresimden beni takip ederek, hayatınızda önemli bir dönüm noktasına şahit olabilir ve bir sonraki kampımıza katılarak bu büyülü serüvenin bir parçası olabilirsiniz.
Ayvalık Yoga Kampı, denizin ve doğanın kucaklayıcı enerjisiyle çevrili, ruhu dinlendiren ve bedeni canlandıran bir deneyim sunuyor. Sabahları denizin kıyısında, yoga matlarını sererek güne meditasyon ve pranayama ile başlıyor, gün boyu süren yoga seansları ile bedeni ve zihni tazeliyor, deniz ve güneşin tadını çıkarıyoruz. Akşam gün batımında ise, yoga matlarını deniz kenarına sererek içsel dengeyi yakalıyoruz.
Ayrıca şehir içi eğitimlerimiz ile, yoga, pranayama, hamak yogası, spinning, pilates ve fonksiyonel antrenman gibi çeşitli aktivitelerle bedenimizi güçlendirmeye, kilo kontrolü ve duruş düzeltme gibi konularda da rehberlik sağlamaya devam ediyoruz. Sizleri, hayatınızı değiştirecek bu özel deneyimi yaşamaya ve kendinizi keşfetmeye davet ediyoruz.
Bir sonraki kampımızda, daha fazla içsel huzur, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve değerli dostluklarla dolu unutulmaz anlar yaşamak için sabırsızlanıyoruz. @luminylife adresinden beni takip ederek, güncel bilgilerden haberdar olabilir ve katılım için iletişime geçebilirsiniz.
Haydi, bir sonraki kampımızda birlikte yoga yaparak, bedenimize ve ruhumuza dokunalım, yaşamımıza pozitif bir değişim getirelim. Sizleri bekliyoruz!
Sevgi ve Yoga ile dolu günler dilerim, Canan Yıldırım Yaşam ve Spor Koçu Telefon numaramıza iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
(We also have english and french weight losing and body shaping sports, fitness , yoga, reformer, antigravity yoga, fly yoga, matwork pilates programs and sessions)
Yazın gelmesiyle birlikte spora başlayanların sayısı da gittikçe artıyor. Deniz sezonunda, karnımızdan ve basenlerden fışkıran yağlar ile yaza merhaba demeyi kim ister ki?
Sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmanın yolu sadece spordan geçmiyor elbette. Sağlıklı beslenme, yeterli ve kaliteli uyku, vitamin, mineral dengesi, düzgün çalışan bir metabolizma ve dengeli bir hormonal yapı da bu işin olmazsa olmazı.
Her gün deliler gibi spor yapıyor ve hala istediğiniz vücuda ulaşamıyorsanız bunun nedenlerinden biri diğer faktörleri dikkate almıyor olmanız olabilir. Spor yaparken modunuz da çok önemli. Aşırı mutsuz hissettiğiniz zamanlarda elbette performansınız daha düşün olacaktır. İşte bu aşamada sizi enerjik ve motivasyonel modunuza geri döndürecek bir spor koçuna, bir personal trainera ihtiyacınız var.
Ayrıca sağLıklı ve fit bir vücut için saatlerinizi spor salonunda geçirmenize gerek yok. Haftada 2 ya da 3 gün düzenli yapacağınız 50 şer dakikalıK antrenmanlar ve kardiyo egzersizleriyle kısa sürede istediğiniz vücuda ulaşabilirsiniz.
Görsellerde görüldüğü gibi bir çok üyemiz hem sakatlıklarından ve kilolarından kurtuldu hem de düzgüm bir postüre kavuşarak gelişimlerini sağladı. Şu an Urla ve Güzelbahçe’de devam etmekte olan derslerimize katılarak siz de 12 seansta 1 beden incelebilir ve o çok sevdiğiniz eski kıyafetlerinize kısa sürede girebilirsiniz.
Kilolu ve orantısız bir vücuda sahip olduğunuzda kıyafet yelpazeni de daralır. Oysa fit ve sağlıklı bir vücuda ne giyseniz yakışır. Siz de Canan Yıldırım ile kısa sürede istediğiniz vücuda kavuşabilirsiniz. Bilgi ve rezervasyon için hemen WhatsApp hattından iletişime geçin. 0531 525 77 47 numaralı WhatsApp hattından, hedefinizi, hangi saatlerde müsait olduğunuzu ve yakın olduğunuz stüdyoyu yazarsanız. Kısa sürede size dönüş sağlarız.
En değerli şeyiniz vücudunuz için bir adım atmaya hazır mısınız? Pilates, yoga, fonksiyonel antrenman, kardiyo egzersizlerinin yanı sıra, antigravity yoga, spinning, reformer pilates derslerimiz de devam etmektedir.
Ben yaşam ve spor koçu Canan Yıldırım. 2022 yazının sonuna geldik ve artık kış hazırlıklarımız başladı. Umarım hepiniz bu yaz yeterince d vitamini alıp çok güzel bir yaz geçirmişsinizdir.
Ben ise tatilimi Antalya Maxx Royal Otelde yoga, pilates ve spnning eğitmenliği yaparak geçirdim. Burada bir çok değerli öğrencim oldu, bir çok kişinin hayatında dokundum ve hepsiyle hala iletişim halinde olmaktan çok mutluluk duyuyorum.
Artık İzmir, Güzelbahçe, Kahramandere’de sizlerle yoga, pranayama, (yaşama enerjisini nefes yoluyla vücudumuza alma çalışmaları) meditasyon, matwork pilates, reformer pilates, spinning, personal training, kilo kontrolü, sırt ve bel ağrıları, duruş bozuklukları alanlarına çalışmalar yapmaya başlayacağım ve bunun için büyük mutluluk duyuyorum.
Düzenli olarak egzersiz yapmanın ne kadar gerekli olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoga ve pranayama çalışmalarının sağlığımız üzerindeki olumlu etkisi çok büyüktür. Yaşanan hastalıklar ve yaşlanmayı yavaşlatan ve en iyi şekilde sağlık problemlerini atlatmamızı sağlayan düzenli çalışmalar yaşam kalitemizi ciddi anlamda arttırırken, gece verimli bir uyku geçirmemizi, sabah yataktan kalktığımızda mutlu ve zinde uyanmamızı da sağlar.
Siz de özel veya mini yoga, pranayama, meditasyon derslerine başlamak istiyorsanız hemen benimle iletişime geçin. Daha önce hiç yoga yapmamış olabilirsiniz, yaşınız çok ilerlemiş olabilir, bunlar size engel olmak bir tarafa, çok daha hızlı sonuç almanızı sağlayacaktır.
İngilizce, Fransızca ve Türkçe derslerimiz de başlayacaktır. Dilerseniz bu üç dilde özel ders alabilir veya kendi aktivite grubunuzu oluşturabilirsiniz.
Instagram adresim luminylife dan da beni takip edebilirsiniz. Telefon numarasına iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
You foreighners are also welcomed for my yoga, pilates, spinning and personal training sessions. Sessions will be held in all three languages, English, French and Turkish.
Sizlere mutlu huzurlu ve sağlıklı günler diliyorum.
Every year during summer and spring times we had amazing organisations with you. This time all foreigner guests are welcomed to, because camp will be both in English and Turkish language.
If you have never done yoga or breathing session you dont need to worry about it because it is for every level of yoga lovers or explorers. If you think that you are not elastic, or not sportive you also dont need to worry because yoga will help you to stretch and strenghten your body, control your breathing and get rid of your muscle pains. You can do yoga lifelong and everywhere withouth any equipment. You just need a yoga mat or a big towel.
What did we do in previous camps? Yoga, pilates, meditation, breathing, pranayama, historical and gourme tasting vacations in nature, swimming, zipline, rafting, kite boarding, yatch tour, dancing, work shops about pain and muscles, posture analysis, bioenergy, reiki, astrology, art and many events, camps and retreats like that in boutique hotels. We went to many places like Black sea, Çeşme, Selçuk, Dalyan, Marmaris, Urla, Kaz Dağları.
This time we are going to visit one more time Ephesus in Selçuk because we are in love with this Nea Efessos Boutique Hotel. (Some websites it is Vinifera Hotel)
WHAT WILL WE DO THERE?
We will refresh ourself with yoga and breathing sessions and at the same time we will taste the history in Ephessus and Şirince wines.
We will do work shop and exercises about back and neck pain and posture disorders.
Ephesus is world known ancient site and it is in the list of UNESCO WORLD HERITAGE. If you want to have more information you can visit some websites about Ephesus. For me most important points are:
One of the seven wonders of the ancient world was here which was The Temple Of Artemis
It was the 4.largest city in the Roman Empire after Rome, Alexandria and Antioch with its population around 240.000
The biggest city with its population and the largest commercial center in Asia Minor.
The Church of Virgin Mary where the third ecumenical council was held is in Ephesus.
The biggest ancient theatre in Turkey with its capacity of 24.000 is in Ephesus.
On the other hand we will visit famous and cute wine village which is 6, 7 kms a way from our hotel. Here you do wine tasting, but some hearbs, soaps and olive oil products can visit some churches, buy ancient accessories. To have more detailed information you can investigate on websites of bloggers.
I m looking forward to hear from you soon. I would be glad if you share this camp with your family and friend whatzap groups and in social media. You can bring your kids, parther, family and friends. Lets come together and have an amazing weekend together!
20.21.22 Agustos 2021 tarihinde harika bir kendini keşif kampına davetlisiniz. Şehrin karmaşasından, trafiğinden gürültüsünden bir nebze uzaklaşıp kendinizi Ege’nin serin sularına bırakarak doğa içinde bol aktiviteli bir kampa ne dersiniz?
Bu kampta neler mi var?
Canan Yıldırım ile yoga, meditasyon, pranayama çalışmaları, Serhat Turgut ile şamanik uygulamalar, drama atölyeleri,
Didem Ertuğrul ile mandala ve renk atölyeleri, Halil Öztürk ile reiki, enerji çalışmaları ve aura dengeleme. Bol deniz ve doğa aktiviteleri ve yeni insanlar ile tanışma fırsatı.
Dilerseniz çadırda, dilerseniz bungalowda kalabilirsiniz. Kimseyi bulamadım tek başıma kampta ne yaparım diye düşünmeyin. Emin olun kamplarda çok güzel zaman geçiriliyor ve sizin frekansınıza uygun insanlarla tanışma fırsatı yakalıyorsunuz. İster tek başınıza ilk defa katılın ister dostlarınız veya ailenizle, her halükarda çok güzel
zaman geçirerek zihninizi ve bedeninizi arındıracağınız bu kampa hepinizi bekliyorum. Programı da hemen sizle paylaşıyorum.
3 günlük konaklama yemek ve program ücretleri
Çadırda 700 TL ve Bungalowlarda 1000 Tl
Instagram luminylife bizi takip etmeye devam edin.
Herkes umarım muhteşem bir haftasonu geçirmiştir. Geçirmemiş olanlar için ise bağlardan özgürleşmek, esaretten, bağımlılıklardan, acıdan ve egodan kurtulmak adına bir makale hazırladım ve bu makale Patanjalinin 16. Yoga Sutrası olan: “Tatparam prusha khyateh guna-vaitrishnyam”
İle ilgili. Bu sutranın türkçesi aşağıdadır.
Bağlardan özgürleşmenin-bağlanmamanın en yüksek durumunda, tüm arzular gerçek Öz’le birleşmeden dolayı kaybolur.
Şimdi bu sutrayı yaşamla harmanlayarak inceleyelim.
Kişi atmanın bilgisiyle doğanın herhangi bir tezahürünü arzulamayı bıraktığı zaman bu en yüksek bağlanmamadır.
Yani arzu olmazsa özle birleşirsin. Bir şeyi çok istersek özgürleşemeyiz. Özgürleşememek kurtuluş yolunda, aydınlanma yolunda ilerlememizi engelleyen etkenlerden biridir. Çok istemek özgürleşmeyi yok eder. Çok istemeyi bırakmalı ve bu sayede asla hiçbir şeye bağımlılık derecesinde bağlanmamalıyız
Daha önce de dediğimiz gibi bağlanmamak kayıtsızlık değildir. Aksine bağlanma, bağımlılıklar, esaret, keder ve üzüntüyü beraberinde getirir. Bu nedenle pek çok insan yoga felsefesini, bencil ve gayri insani bularak reddediyor. Fakat aslında bu böyle değildir, hatta bunun tam tersidir. İnsan sevgisi bir çok insana göre onların bildiği en yüksek duygudur. O bizi bencillikten kurtarır, bu sevgiyle birlikte paylaşmayı, değer vermeyi, önemsemeyi belki de disiplini bile öğrenebiliriz. Fakat aynı zamanda sahiplenici ve özeldir. Sahiplenmek kıskançlığı beraberinde getirir. Kıskançlık, sahiplenmek egosal duygulardır. Kıskançlık kötü sözü, şiddeti ve esareti beraberinde getirir. Eğer bir kişiyi gerçekten özünü seviyorsak onu kıskanmayız. İçimiz her zaman rahat ve nötrdür. Kıskançlık beraberinde hem kendimiz hem karşı taraf acısından acıyı da getirir.
Çünkü kıskançlık karşılaştırmadır. Kendini veya başkasını kıyaslarsın. Yahut kişiyi ilk tanıştığında tanıdığın zamanla kıyaslarsın.O kişi daha güzel, daha kaslı, daha zeki, daha zengin… Kendini veya başkasını karşılaştırmayı kıyaslamayı bırakırsan kıskançlık kaybolur. Gerçek aslında tektir ve nettir. En başta gördüğün kişidir ama sen bunu o an göz ardı ettin ve egona yenik düştün.
Bir taşı kıskanabilir misin? Ya da bir ağacı? Ateşi veya suyu kıskanabilir misin? Su her yerden geçebiliyor sen geçemiyorsun. Bulunduğu kabın şeklini alıyor. Hatta buhar olup uçabiliyor, çiğ olup yaprakların üzerine düşüyor ve hiçbir zaman kaybolmuyor. Suyu kıskanman gerçekten çok acı verici olabilirdi. Kendini sadece insanlarla kıyaslıyorsun çünkü bu öğretildi. Onun sevgilisi daha güzel, onun arabası daha hızlı, onun çocuğu daha zeki, başarılı veya yetenekli gibi.
Fakat kendini diğer insanlarla da kıyaslaman çok saçma çünkü diğer insanlar da doğadaki ağaç gibi, su ve ateş gibi eşsiz. Sen de diğer insanlardan farklı, eşsiz ve orjinalsin. Bunları egon şişsin diye söylemiyorum sadece tanrı her zaman orjinal yaratır. Hiç bir şey bir diğerinin aynısı değildir olamaz. Aynı görünse bile tıpa tıp aynı bile olsa aynı değildir.
Eski bir Sufi hikâyesi vardır: (Alıntı)
Bir adam çok acı çekiyormuş ve her gün Tanrı’ya dua edip, “Neden ben? Başka herkes çok mutlu görünüyor, ben neden böyle acı çekiyorum?” diyormuş. Bir gün büyük bir umutsuzlukla Tanrı’ya dua etmiş: “Bana başka herhangi birinin acısını verebilirsin, onu kabul etmeye hazırım ama benim acımı al. Artık dayanamıyorum.”
O gece güzel bir rüya görmüş―güzel ve çok açıklayıcı. O gece rüyasında Tanrı’nın gökyüzünde görünüp herkese, “Bütün acılarınızı tapınağa getirin,” dediğini görmüş. Herkes kendi acısından bıkmış durumdaymış―aslında herkes hayatının bir döneminde, “Herhangi birinin acısını kabul etmeye hazırım ama benimki al; benimki çok fazla, dayanılmaz,” diyormuş.
Böylece herkes kendi acılarını torbalara doldurmuş, tapınağa gitmiş ve herkes çok mutlu görünüyormuş; artık dualarının kabul olduğunu düşünüyorlarmış. Bizim adam da tapınağa koşmuş.
Tanrı, “Torbalarınızı duvar kenarına koyun,” demiş. Bütün torbalar duvar kenarına konmuş ve Tanrı, “Şimdi seçebilirsiniz,” demiş. “Herkes istediği torbayı alabilir.”
Ve en şaşırtıcı şey şuymuş: bu her zaman dua eden adam, başka herkesten önce kendi torbasını seçebilmek için yanına koşmuş! Ama çok şaşırmış çünkü herkes kendi torbasına koşuyor ve tekrar onu seçmekten mutlu görünüyormuş. Ne oluyormuş? İlk defa olarak herkes başkalarının sefaletlerini, başkalarının acılarını görüyormuş―onların torbaları da büyükmüş, hatta daha da büyükmüş!
Ve ikinci sorun şuydu ki, insan kendi acılarına alışıyordu. Şimdi başka birininkini seçmek―torbada ne tür acılar olduğunu kim bilebilirdi? Uğraşmak niye? En azından kendi acılarını tanırsın, onlara alışmışsındır, katlanılabilirler. Yıllarca onlara katlanmışsındır―niye bilinmeyeni seçesin?
Herkes evine mutlu bir şekilde dönmüş. Hiçbir şey değişmemiş, aynı acıları geri götürüyorlarmış ama herkes kendi torbasını alabildiği için mutluymuş ve gülümsüyormuş.
Ertesi sabah Tanrı’ya dua etmiş ve, “Dua için teşekkür ederim,” demiş. “Bir daha asla böyle bir şey istemeyeceğim. Sen bana her ne verdiysen iyidir, benim için iyi olmalı ki bana verdin.”
Kıskançlık yüzünden sürekli acı çekersin, acı çeker ve acı çektirirsin. Sahte davranmaya ve yalan söylemeye, yoldan çıkmaya, şeytani planlar kurmaya başlarsın. Kendin değil bir kopya gibi davranırsın. Kıskançlıkla yaşanan sevgi cehennem gibidir.
Atman sevgisi öyle değildir. Yoga felsefesiyle ilgilenmeyen ve bilmeyen insanlar, diğer insanları sadece onları güzel oldukları, zeki oldukları, komik veya zengin oldukları için severler. Atman sevgisine göre ise sadece gerçekte ne iseler o oldukları için sevilir
Bu kavram ilk başta biraz karmaşık görünebilir. İnsanları gerçekte, özünde ne iseler o oldukları için sevmek, belirsiz ve göreceli bir kavramdır. İnsanların gerçekte özleri Atmandır ve içimizdeki Atmanı sevmek onu her yerde, her koşulda sevmektir.
Her yerde Atmanı sevmek, doğanın herhangi bir tezahürü önüne geçip, doğanın ve onu içindeki gerçekliğe girmektir. Böyle bir sevgiyi sınırlı zihnimizle şu anla anlamamıza imkan yoktur. Çünkü bu sevgi çok engindir. Yinede anlatmak gerekirse söyle açıklayabiliriz, şimdi dünyada en çok sevdiğimiz kişiyi düşünelim. Çok sevdiğimiz bu kişiye karşı duyduğumuz sevginin sonsuzlaşarak ve derinleştiğini ve geliştiğini hayal edelim. Yani çok sevdiğimiz birinin sevgisinden çok daha büyük ve huzur dolu olan hali.
Bunu bir örnekle açıklayalım. Şimdi çok aşık olduğumuz birini düşünelim. Sonra bu kişiye neden aşık olduğumuzu, nelerini sevdiğimizi düşünelim. Hangi özellikleri bizi etkiledi? Fiziksel görünüşü mü? Zekası mı? Maddi durumu mu? İş başarısı veya iş hayatı mı? Aile hayatı mı? Bize davranışları mı?
Şimdi bu soruların cevaplarını uzun uzun düşünelim. Aşık olmamıza neden olan ne? Bir bir gelen cevapların hepsi yani bu kişinin eşsiz ve kimseye benzemez olduğu düşüncesinin nedeni bizim cehaletimizdir. Aynı evreni olduğu gibi göremiyor olmamız gibi. Onu olduğu gibi görebiliyor olsaydık ufuk ile yerin birleştiği gibi bir göz yanılgısına düşmezdik. Ya da yerdeki ipi karanlıkta yılan sanmazdık. Şu anki algılarımız dünyayı algılamaya bil yetmez iken karşıdaki insanı tanıdığımızı ve aşık olduğumuzu düşünmek büyük bir yanılgı olabilir.
İnsanlar ve evren hakkında algılama konusunda gerçekten büyük bir cehalet içindeyiz. Eğer bunu duyduğunuzda sinirleniyor ve cehalet mi? Ben cahil miyim gibi düşüncelere takılıyorsanız, aydınlanma yolunda uzun bir mesafe kat etmeniz gerekecek. Çünkü gerçeklik algınız dış tezahürlerle sevdiğiniz kişinin karakteri, ve kişisel nitelikleriyle ayrıca kendi ego duygumuzun da buna tepki verme tarzıyla engellenmiş, bulutlanmış ve bulanıklaştırılmıştır.
Fakat üzülmeyin bu zayıf algı parlaması geçerli bir ruhsal deneyimdir. Zihnimizi arıtmaya ve bizi bekleyen gerçek, çok daha büyük olan asıl sevgiye uygun hale gelmeye teşvik eder.
Tüm bunlar kulağa üzücü gibi gelse de tüm gerçek sandığınız aşklar eninde sonunda size büyük üzüntüler yaşatır. Bunun nedeni hayatın dualiteden ibaret olmasıdır. Yeterince mutlu olduğunuzda mutsuz anlarınız da gelecektir. Hiçbir zaman hiç kimse sürekli aşırı mutlu veya aşırı mutsuz bir yaşam süremez.
Şu an hissettiğimiz aşk veya insan sevgisi gelip geçici ve huzursuzluk yaratıcıdır. Oysa yoga felsefesindeki Atman sevgisi böyle değildir. Kesinlikle istek, arzu ve egodan yoksundur. Güvenli, ebedi ve sakindir.
Bunun nedeni ise seven ve sevilenin bir olmasıdır.
Kıyaslamayı bırakırsan kıskançlık yok olur. Acımasızlık, sahtelik, kötülük yok olur. Kendini tanı, büyü, farkına var. Brahmanın (mutlak olan) seni yaratımına saygı duy. O zaman bu hayatta cehennemi değil cenneti yaşayabilirsin. Cennetin kapıları her zaman senin için sonsuza kadar açık fakat sen güzellikleri görmeye başlayınca bunu farkedeceksin. Bu tabirlerin hepsi metaforiktir. (Cennet veya cehennem kavramlarını yaşamdaki mutlu veya mutsuz zamanlarınızı geçirdiğiniz zaman ve mekanlar olarak düşünülebilir.)
Şimdi tüm bunları bir başka kutsal metin olan Bhagavad Gita’dan bir alıntı ile tamamlayalım:
Bizler günün en az 8 saati (ki genelde 10 saat iş yerinde oluyoruz) iş yerlerinde başkaları için günümüzün büyük bölümünü harcıyoruz. Kimi kendi işini yapıyor, kimi özel şirkette veya evde çalışıyor, kimi okula gidiyor kısacası nevrozlu hayatımızı daha az nevrozlu kılmak için sistem bizi bir şekilde meşgul ediyor. Tabi işini çok seven insanlar da olabilir. Onların yaşam amaçlarına ve bütünün hayrına olacak, yararlı bir iş yaptıklarını ve doğumdan ölüme kadar geçen süre zarfındaki büyük bir bölümü bu şekilde faydalı bir birey olarak geçirdiğini veya egolarını tatmin ettiklerini farz edelim!
Peki ya diğer çoğunluk? Neden sabahta akşama kadar çalışıp, sevdikleriyle vakit geçirmek, sağlığı ve kişisel gelişimi için bir şeyler yapmak, tropik tatillere çıkmak ve bunun gibi şeyler yapmak varken gününün büyük kısmını işte geçiriyor? Bunun nedeni ise insanların büyük çoğunluğunun hayatta ne yaptığını, ne yapmak istediğini, yaşam amacını bilmemesi. Bunun için yaşam koçları, psikologlar vb birçok yardımcı kişi ve kurumlar bulunmakta. Fakat sizler kendinizi ve seçimlerinizi en iyi bilecek olan kişilersiniz. Yaşam kontrolünüzü kendi elinize almanın vakti geldi. Eğer kaybolmuş ne ne yapacağını bilmeyen bir ruhsanız, kendinizi uzun süreler meşgul edecek olan bir meşgale bulmaz iseniz büyük bir kargaşa, depresyon, amaçsızlık ve boşluk içinde olacağınızdır. Tırnak içinde söylemek gerekirse bu “suç oranlarını ve intiharları da arttıracaktır”
Peki ya o halde ne yapmalı? Emeklilikte rahat etmek, hastalandığında sigortalı bir işin verdiği güvenceyle istemediğin ve vaktinin %90 ını neye hizmet ettiğini bilmediğin işlerde çalışmak, çocuklarının geleceği, ailesinin bekası için veya en iyi ihtimalle 365 günlük iş senesinde sadece 2 hafta tatile çıkmak için sabahtan akşama kadar bir esir gibi sevmediğin işlerde çalışmak tek seçenek mi? ( Tabi işe girdiğiniz ilk sen tatil hakkınız bile yok. Ne acı. )
Bunların hepsine bir dur diyebilirsiniz. Öncelikle zihnen, ruhen ve bedenen sağlıklı ve
iyi hale gelmelisiniz. İş yaşantısının travmasını üzerinizden atın. Zihin, ruh ve bedeni bunların hiçbirini yormadan, sakatlamadan iyileştiren en güzel yaşam programı yogadır. İşinizi bir anda bırakıp hemen böyle bir hayata başlamak size korkutucu geliyor ise, iş çıkışlarında veya işe gitmeden alacağınız dersler ile buna başlayabilirsiniz. Eğer iş dışında dışarıda hiç vaktiniz yok ise hafta sonu veya ne zaman uygunsanız, profesyonel, yoga felsefesi ve ilminden anlayan işinin ehli birilerini internetten takip edip onların videolarını ufak ufak kendinizi zorlamadan yapabilirsiniz. Buna da vaktim yok diyorsanız sizin biraz daha acı çekmeniz biraz daha dibi görmeniz, artık yeter demeniz gerekiyor demek ki. Henüz o aşamaya geçememişsiniz.
Tek bir şey yaparak hem zihninizi, hem ruhunuzu hem de bedeninizi temizleyip daha sağlıklı hale getirebilirsiniz. Yogayı seçmemizin en önemli nedeni ise genç, yaşlı, sağlıklı, veya rahatsız herkesin bir şekilde yoga yapabileceğidir. Yoganın bir çok çeşidi vardır. Google’da veya çeşitli kitaplarda bir sürü bilgi kirliliği yanlış uygulamalar vardır. En iyisi işinin ehli birinden bu felsefeyi uzun uzun en az 18 ila 40 günlük kamplar ile en iyi şekilde öğrenip kendiniz uygulamanızdır. Bu kampları bazı yoga okulları, hafta sonları, 6 aylık periyodlar ve bunun gibi zaman dilimlerine de yayarak, çalışan insanların da eğitmenlik eğitimleri alması için bölebiliyor. İyice araştırıp size en yakın gelen okulu seçin. Tabi daha önce bu yoga okuluna gitmiş insanlardan da fikirler almayı unutmayın. Müşteri memnuniyeti çok önemli. ☺
Konumuza dönecek olursak kendinizi eğitirseniz, hem her zaman yoga yapabilir hem de kendi vücudunuzu daha iyi tanıyacağınız için size en iyi gelecek olan hareketleri veya çalışmaları seçebilecek olmanızdır.
Bizim de uygulamakta olduğumuz Raja yoga sistemi öncelikle Pranayama yani yaşama enerjisini yayma egzersizleriyle başlar. Bu egzersizler düz bir zeminde omurga yere dik olacak şekilde yapılan nefes çalışmalarıdır.
Pranayama çalışmalarında omurganın dik ve rahat olması yaşama enerjisinin akması açısından çok önemlidir. Bunun nedeni yatarak meditasyon yaparsanız uyuyakalabileceğiniz, ayakta kalırsanız ise yorulup zihninizi susturamaz hale gelme olasılığıdır. Bu nefes çalışmaları sırasında, zihninizde sadece tek bir nesne, veya nefesinizin burnunuzdan içeri giren görüntüsü olsun ve diğer tüm düşünceleri kovun. Tabi bu ilk başta biraz zor olacaktır ama merak etmeyin zamanla alışacak ve daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.
Pranayama çalışmaları sonrasında sırt üstü yatarak bu enerjinin yayılmasını sağlarız. Burda da yine tek bir objeye veya nefesinize odaklanın hayatlinizde canlandırın. Daha sonra ayakta nefes egzersizleri, surya namaskara (güneşi selamlama), asanalar ve nihayetinde tekrar 15 20 dk lık düz zeminde sırt üstü yatarak yapacağınız derin gevşeme ile günlük yoga egzersizimizi tamamlayalım. Yogaya bir yerden başlamak isterseniz telefon ile randevu alarak, Alsancak Kıbrıs Şehitlerinde bulunan merkezimizi ziyaret edebilir, dersler hakkında bilgi alabilirsiniz.
Tekrar huzursuz ve uzun çalışma saatlerine sahip olanların iş yaşantısına dönecek olursak, evet ilk olarak yoga ile bedenen, zihnen ve ruhen daha sağlıklı ve temiz hale geldik.
İkinci olarak ne yapacağız? Sağlıklı olan zihnimizle kararlar vermek çok daha sağlıklı olacaktır. Elbette ki yaşamımızı sürdürmemiz için para denen şeye ihtiyaç duyuyoruz ve bu devirde bir şekilde yaşamımızı sürdürmeye yetecek kadar para kazanmalıyız. Dikkat ediniz yaşamımızı sürdürmeye yetecek kadar diyorum. Yani bu ne demek? Şayet siz ben evler, arabalar, hanlar hamamlar, lüks bir yaşam istiyorum diyorsanız hemen bu yazıyı okumayı bırakın. Yaşamınızda her zaman ihtiyacınız olan şeylere sahip olmayı dileyin. İhtiyacınız olmadan veya hazır olmadan gelen her şey size hayırdan çok şer getirecektir.
Kıymetli Alper Bayraktar hocamızın da dediği gibi zihin ister vücut ihtiyaç duyar. Eğer sizler “ihtiyacım olanı almamı ve huzur içinde sağlıklı olmamı sağlayacak bir iş sahibi olmaya niyet ediyorum.” diyerek bu dileği evrene bıraktığınızda, emin olun ki bu dilek kaybolmayacaktır. Çünkü iyi ve kötü söylediğimiz hiç bir şey evrende kaybolmaz. Düşündüğümüz, söylediğimiz en önemlisi de yaptığımız şeyler geleceğimizi yaratır. (Karmamızı da oluşturur)
Yani ikinci olarak takıntılarımızdan, bağımlılıklarımızdan, ve plan yapmaktan kurtulmalıyız. Biraz kendimizi akışa bırakmalıyız. Bir söz var “insanlar plan yapar, tanrı güler” Ne kadar da doğru. Henüz evreni bile algılayamamış minicik beyinlerimizle planlar yapmaya ve her şeyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Aslında hiç bir şey kontrolünüzde değildir. Bunu unutmayın ve artık endişe etmeyi bırakın. Olacak olan zaten olacak fakat emin olun bu sizin iyiliğiniz için. Dünyanız başınıza yıkılıyor gibi görünse bile sizin iyiliğiniz için. Karma konusunu okuduğunuzda ne dediğimi daha iyi algılayacaksınız.
Üçüncü olarak anı yaşayın ve anda mutlu olamaya çalışın. Yogada yaptığımız tüm çalışmaların da amacı bu. Anda mutlu olmak. Unutmayın bu gün yaşadıklarınız geçmişte yaptıklarınız, düşündükleriniz ve söylediklerinizin eseri. Bu nedenle geleceği şimdiden inşa etmek için çok çalışalım, para biriktirelim, planlar yapalım zırvalıklarını bir an önce unutun ve anda tam şu anda mutlu olmaya çalışın. Mutlu olacağınız işlere, hobilere, insanlara, bitki ve hayvanlara, doğaya yönelin.
Evet dördüncü olarak, şu an mutlu olacağınız işlere yönelin. Hobi olarak yapmayı sevdiğiniz, en iyi yaptığınız, yaparken çok mutlu ve huzurlu olduğunuz şeylerin bir listesini çıkartın. Bunu yoga çalışmalarınıza da devam ederken, her gece yatmadan önce yapın savsaklamayın. Uzun uzun yazın. Kimlerle, nerede, ne yapmayı seviyorsunuz? Hobileriniz neler? Yemeyi içmeyi sevdiğiniz şeyler neler? Sevdiğiniz lokasyonlar, coğrafyalar, davranışlar. Bunları 2 3 sayfa olana kadar veya size yeterli gelene kadar yazmaya devam edin. Kendiniz de başka koçluk soruları ekleyebilirsiniz. Sonra bir masaya oturun ve yazdıklarınıza bakın. Elinizde neler var? Bunlardan en iyi 3 tanesini seçin ve analiz etmeye başlayın. Kendinize sorular sorun. Bunu yapmanızın faydaları, olumlu yanları, güzellikleri neler? Peki ya bunların olumsuz yanları var mı? Bunlar neler? Ne gibi sorunlar yaşayabilirsiniz ve elbette bunları nasıl çözebilir, bunlarla nasıl başedebilirsiniz? En önemlisi de bu plan gerçekçi mi? En son bunlardan en uygun olanını seçin ve analiz edin. Sizi mutlu ediyor mu? Sizce doğru mu? Sizin ve bütünün hayrına mı? En iyi çözüm bu mu? Bu planı veya seçimi nasıl daha iyi hale getirebilirsiniz? Evet ve sonuna geldik.
Yapmak istediğiniz şeyi seçtiyseniz artık eyleme geçme vakti. Yeni işiniz, yeni siz, ruhunuz, bedeniniz ve zihninizle yepyeni hayatınızın ilk günü bu gün. Hemen işe koyulun kendinize bir yol haritası çizin. Görüşmeniz gereken kişileri, almanız, satmanız veya bırakmanız gereken şeyleri belirleyin. Görüşmeler yapın bu sırada doğadan ve yogadan kopmamaya özen gösteri. Unutmayın yaşam disiplini çok önemli. İpin ucunu kaçırırsanız o eski berbat hayata geri dönebilirsiniz.
Her şeyi yazın. Bu da çok önemli söz uçar fakat yazı kalır. Randevularınızı telefonunuza alarmlı olarak kaydedin. Her zaman erken kalkın. Ve en geç 11 de yatın. Biliyorsunuz vücudumuzdaki hormonlar gece 11 ile 3 arasında karanlıkta ve uyuyor iken düzgün çalışır ve vücut kendini tedavi eder. Bu nedenle gece 11 ile 3 arasında mutlaka uyuyor olun.
Gece yatmadan en az 3 4 saat önce yemek yemeyi bırakın. Öğünleriniz arasında 8 saat olsun. Bu durumda tabi 2 öğün yemek yiyor oluyorsunuz. Olamaz oysaki tüm diyetisyenler uzmanlar televizyon ve radyolarda bas bas bağırıyorlar. 3 ögün yemek ve bir sürü ara öğün veriyorlar. Hoş her gün yeni bir bilgi ortaya çıkıyor ama buna yine siz karar verin benim söylemek istediğim şu ki vücudumuz yemek yediğimizde bunu ancak 8 saatte tamamen sindiriyor. Bu nedenle yemeğinizi yedikten 1 saat sonra çiğneme yapacağınız bir ara öğün yediğinizde vücudunuz sürekli yemek yediğinizi varsayıyor ve dolayısıyla sindirim sisteminiz sürekli çalışıyor ve bu da sizi acıktırıyor. Yedikçe yiyesiniz geliyor ve kilo alıyorsunuz. Bu sakız bile çiğneseniz gerçekleşiyor.
Eskiden olsa tek öğün bile yeterli olurdu çünkü o zamanlar yiyecekler gdo lu veya ilaçlı değil, organik idi. Fakat şimdi öyle değil bu nedenle, protein, mineral, karbonhidrat, su vb bir çok şeyin hepsinden uygun oranlarda yiyerek dengeli bir beslenme programı oluşturmalısınız. Bu nedenle herhangi bir rahatsızlığınız, vitamin veya mineral eksikliğiniz yoksa, fiziksel güç çok harcamadığınız bir yaşam yaşıyorsanız, dengeli bir şekilde yiyeceğiniz 2 öğün yemek ile zinde, fit ve hayatta kalabilirsiniz. (Bunlar benim çalışmalarımın sonucu ve kendim için de uyguladığım sistemdir herkes için uygun olmayabilir, siz yine de doktorunuza veya beslenme uzmanınıza danışmadan bunları uygulamayın :P)
Ne diyorduk evet 2 öğün yemek. Tabi aralarda çiğneme yapmayacağınız gıdalar da tüketebilirsiniz. Bunlar soğuk sıkım sebze suları, (dikkat meyve suyu demiyorum çünkü lif yok ve çok şeker yüklemesi olabilir.) veya yoğurt olabilir. Hatta her gün 1 kase yoğurt veya kefir (tabi ki ev yapımı, evde mayalanmış olmalı) mutlaka yemelisiniz.
4. maddemiz baya uzun sürdü. E neticede mutluluğun sınırı yok.
Şimdi yeni yaşam kurmak ve iş ve günlük yaşamda mutlu olma maddelerimizi eklediğimiz yeni maddeler ile bir hatırlayalım.
1. Zihnen, ruhen ve bedenen sağlıklı, saf, temiz ve daha iyi hale gelmek. Zihni ve egoyu susturmak.
2. Takıntılarımızdan, biriktirdiğimiz gereksiz şeylerden, düşkünlük ve her türlü bağımlılıklarımızdan, kurtulmak.
3.Plan yapmamak
4. Anı yaşamak, anda kalmak ve anda mutlu olmak.
5. Mutlu olacağımız işlere, kişilere, durum ve coğrafyalara yönelmek.
6. Kişisel, fiziksel ve ruhsal gelişimimimize önem vermek, bunun için çaba göstermek.
7.Kendimize ve çevremize dürüst olmak, hırsızlıktan kaçınmak
8. Ve son olarak gerçekçi olarak, kendinizi akışa bırakın, niyet edin ve akışta kalın. Olmayan şeyler için üzülmeyi bırakın vardır bir hayır. Yaşamınızda çıkabilecek fırsatları değerlendirin, içgüdülerinize güvenin.
Derslerimize, eğitim ve yoga tatillerimize katılmak, bilgi almak için arayın.
Gelir gelmez otelimiz bizi havuz başında içeçekler ile karşıladı. Daha sonra otelimize yerleştik. Her odadya bir Yunan Tanrısı ismi verilmişti. Oteldeki Eski Yunan heykelleri ve taş binanın verdiği ambiyans ile tatilimiz muhteşem bir şekilde başladı.
Ertesi sabah pranayama, yaşama enerjisini yayma çalışmaları sonrasında yoga dersimizi tamamladık. Ardından muhteşem bir serpme kahvalti ile izole ve sakin otelimizde havuz keyfi yaptık.
Sırt ve bel ağrılarına yönelik work shop ardından, bir sonraki yoga dersimizde kök, bogaz ve göğüs çakrası üzerine çalıştık. Otelimizde aldığımız leziz akşam yemeği sonrası akşam saatlerinde şirince köyüne şarap tadımları yapmak üzere yola çıktık.
Şirincede geceyi geçirdikten sonra otelimize döndük ve yıldızların altında, çimenler üzerinde uyku öncesi meditasyonumuzu yaptık ve uyku saati geldi.
Ertesi sabah güne yine meditasyon ve pranayama çalışmaları ile başadık, yoga ile devam ettik. Otelimizde geçirdiğimiz bu muhteşem haftasonu ile tüm haftanın yürgunluğunu attık, tazelendik ve yenilendik.
Şimdi ise yepyeni bir kamp ile geliyoruz. Yoga ve beslenme kampı. Bu kampı profesyonel bir diyetisyen ve Canan Yıldırım eşliğinde gerçeklestireceğiz. Eylül ayı sonunda yapacağımız kamp ile ilgili program detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşıyor olacağım.
Yepyeni kamplarda ve eventlerde görüşmek üzere hoşçakalın.
Bilgi ve iletişim için whatzap hattımız: 05315257747
Biz bu haftasonunu Balçova Terapi Ormanında Trekking, yoga ve bol bol meditasyon yaparak geçirdik. Umarım siz de huzur dolu bir haftasonu geçirmişsinizdir. Kendinizden ve çevrenizden kötü enerjili insanları uzak tutmayı ve akışta kalmayı ihmal etmeyin. Unutmayın kötü düşünceler ve eylemler sahiplerini bulur.
Sutramıza dönecek olursak. Bu sutrada bol bol karma, yeniden doğuş yani reenkarnasyon, yoga ve aydınlanma yolundan bahsedeceğiz. Haydi hep birlikte Patanjalinin 18. yoga sutrasını inceleyelim.
Virama pratyaya abhyasa pruvah samskara seşonyah
Asmprgyat Samadhi’de sürekli uygulamaya dayalı içgörü, tüm algı sönükleştiğinde ortaya çıkmakta ve yalnızca ortaya konmamış izlenimler kalmaktadır.
Bu sutrada anlatılmak istenen şudur. Bir önceki yani 17. Yoga sutrada teklik hissine ulaştığımızda yani evrende atman, brahman aradında yani yatarıcı, bitki, hayvan, insan vs gibi hiçbir şeyde bir ayrım gözetmediğimizde ve hepsinin aslında tek olduğunu anladığımızda o zaman smprgyat samadhiye ulaşıyordurk. Bu tohumlu samadhi idi. Burada insanlar bir takım siddhi güçlere ulaşabiliyordu ve bu nedenle bu samadhi tohumlu oluyordu. Fakat bunlar da bırakıldığında yani aydınlanma yolunda kazandığımız özel güçler ve üstünlüklerden de vazgeçtiğimiz zaman tohumsuz samadhiye yani asmprgyat samadhiye ulaşıyoruz.
Bu samadhiye ulaşabilmek için öncelikle bu dünyayı, (ilizyonu, mayayı) algıladığımız duyulardan vazgeçmeliyiz. Çünkü bunlar bize gerçek bilgiyi sağlayamaz. Bu algılar bizde mutluluk, üzüntü, neşe, keder, kıskançlık, kızgınlık gibi duygulara yol açar. Oysa bunları yaşamak bir süre sonra hayatı çekilmez ve yaşanmaz bir hale getirebilir. Bunun nedeni daha önce bir çok yazıda bahsettiğimiz gibi dualitedir. Evren dualiteden oluşur. Aynı uzakdoğu felsefesinde geçen yin ve yang gibi, karşılıklı zıtlıkların bir denge içinde bulunduğu bir evrende yaşıyoruz. Hiç bir zaman sürekli mutlu veya mutsuz olamazsınız. Aşırı duygular karşılığında belli bir zaman sonra onların aşırı zıt duygularını beraberinde getirir. Sürekli pratik ve meditasyon ile duyularımızı sönükleştirebilir ve bu dualiteden kendimizi sıyırabiliriz.
Sürekli uygulama ile yani abhyasa (pratik) ile içgörü
geliştiğinde, duyular sönükleştiğinde artık sadece izlenimler kaldığında, Asmprgyat samadhi ye ulaşırız.
Bu sutrada ayrıca samskaralardan da bahsedilmiştir. “Samskaralar” bu dünyada senin gerçekleşmesine neden olduğun yanlış algılamalardır. Örneğin “ıslak saçla dışarı çıkma hasta olursun” gibi. Aynı görüş bir çok kitapta, bilimde ve dinde de vurdulanmıştır. Kuantumda evrenin çekim yasası, secret kitabında bir şeyi istemek ile birlikte hayatına çekebileceğinle ilgili anlatımlar, dinlerdeki dualar vs. Tabi buradakiler genelde pozitif şeyleri hayatımıza çekmekle ilgili. Fakat negatif şeyleri de çekeriz. Bir çocuğa sürekli koşma düşersin dersen bu samaskaradır ve çocuk bunu sürekli duyduğu için bilinçaltına yerleşir ve neticede düşer. Oysa koşup düşmeyen bir sürü çocuk vardır. Ya da ıslak saçla dışarı çıkıp hasta olmayan bir sürü insan.
Düşünceyi inanç haline getirdiğimizde ise bu “vasana” olur. Vasanalar ise artık samskaraların daha ileri versiyonu, değiştirilmesi çok güç olan inançlardır. Örneğin “yanan bir sobaya değersen elin yanar.” Gibi.
Doğduğumuzdan beri bize ateşin sıcak, yakıcı ve tehlikeli bir şey olduğu öğretildi. Bir çok kişinin çeşitli yerleri ateşle veya sıcak şeyler ile yandı. Bu düşünce artık eylemler ile de daha baskın ve kalıtımsal bir hale geldi. Gördüğümüz insanların çok büyük bir bölümü ateşte yanabiliyor. Fakat yoga halindeki aydınlanmış ustalar, veya başka bir şekilde aydınlanmış olan bazı insanlar ateş şovları yapıyor ve onlar yanmıyor. Toprak altında saatlerce günlerce kalıp nefessizlikten ölmeyen insanlar var. Yinede bir çok insan, kalıplaşmış bazı düşünceler nedeniyle, bir çok şeyin imkansız olduğunu düşünüyor.
Konumuza dönecek olursak bizim sürekli dünyaya yeniden gelmemize neden olan şey de aslında temizlenmemiş karmalar ve bu samskaralardır. Her ne kadar ilişkilerimizde çok acı çekiyor da olsak, dünyadan bezdiğimizi söyleyip buna içtelikle inansak da, aslında içten içe içimizde kalmış olan bu bilinçaltı eğilimleri bizi yeniden dünyaya gelme, geri dönme ve bir kez daha duyusal deneyimlere dalma arsuzuna neden olur.
Samskaralarımızı, ve karmalarımızı tamamen temizlediğimizde, aynı aydınlanmış bir insan gibi, mükemmel yoga halindeki bir insan gibi artık yeniden doğma dürtüsü olmaz. Karmalarımız geçmiş yaşamımızda ve bu yaşamımızda yaptığımız eylemlerin bize geri dönmesi, karşı tarafa hissettirdiğimiz aynı duyguyu bizim de yaşamamız ve yaşayacak olma durumudur. Örneğin bir bizim için en önemli şey sadakat diğer kişi için ise para olabilir. Eğer o kişi bizi aldattıysa ve bunun karşısında çektiğimiz acının karşılığı o kişide para kaybetmek ise, onun başına bu durum gelir. Yani kısaca söylemek gerekirse evren kesinlikle çok adaletlidir. Eğer karşıdaki kişiyi aldattığınızda sizin kadar üzülmeyecekse onun da sizin kadar üzüleceği konudaki acı verici olay başına gelir.
Aydınlanmış, yogaya ulaşan kişiler özgürleşir, tüm samskaralarından ve karmalarından kurtulur ve bir daha dünyaya gelme isteği olmaz. Bu dünyadaki hayatı bittiğinde sonsuza dek atmanla birleşecek ve artık hiçbir acı, sıkıntı, mutluluk, mutsuzluk, kızgınlık gibi insani duygular kalmayacak, böylece sınırsızca ve sonsuz olarak her yerde ve aynı zamanda da hiç bir yerde olacak ve de olmayacak.